Erzurum şehri Türkiye’nin 81 ilinden biri olup Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan güzel şehirlerimizden biri olarak dikkat çekmektedir.Erzurum hakkında yurttaşlar çok fazla soru soruyorlar. İşte o sorulardan olan Erzurum'un en temiz havası olan ilçesi hangisi? Gibi soruların cevaplarına haberimiz içerisinde ulaşabilirsiniz.
Erzurum'un en temiz havası olan ilçesi hangisidir?
Erzurum, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olup coğrafi konumu ve uygarlık tarihi açısından önemli bir şehirdir. Erzurum ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bazı taş aletler, bölgedeki insan yerleşiminin ‘yontma taş devri’ ne kadar uzandığını göstermektedir. Ayrıca Karaz, Pulur, Güzelova Höyük ve Sos Höyük gibi yerlerde bulunan eserler, Erzurum’un İlk Tunç Çağı’nda Karaz Kültürü’nün merkezi olduğunu kanıtlamaktadır.
Erzurum ve civarında tarih içinde pek çok devlet ve millet egemenlik kurmuştur. Hurriler, Asurlar, Kimmerler, İskitler (Sakalar) bunlardan bazılarıdır. MÖ 6. yüzyılda Perslerin istilasına uğrayan bölge, MÖ 4. yüzyılda Persleri yenilgiye uğratan Makedonya Kralı İskender’in hakimiyetine girmiştir. Sonrasında İskender’in ölümüyle birlikte önce Selevkoslar sonra da Romalılar’ın eline geçmiştir. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla birlikte bölge MS 395 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizanslılar) toprakları içinde kalmıştır. Erzurum, Doğu Roma İmparatoru II. Theodosios (408-450) tarafından Anadolu’ya yönelik İran saldırılarına karşı muhtemelen 415-422 yılları arasında Theodosiopolis adıyla kurulmuştur. Theodosiopolis, Müslüman Komutan Ömer bin Hattab’ın liderliğindeki İslam Orduları tarafından 633 yılında fethedilmiştir. Müslümanların eline geçen şehrin nüfusu kısa sürede 200 bine ulaşmıştır. O dönemde dünyanın en büyük şehirleri arasında sayılan Erzurum, daha sonra İslam devletlerinin iç çekişmeleri ve zayıflaması sonucunda Bizanslılar tarafından geri alınmıştır. 1048 yılında Selçuklu Hanedanı Pasinler savaşında Bizanslıları yenerek Erzurum’u ele geçirmiştir. Ancak Erzurum, Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılan anlaşma gereği Bizans’a geri verilmiştir. Selçuklu Sultanı Alparslan’ın emrindeki komutanlardan Ebul Kasım, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Bizanslıları tekrar yenerek Erzurum’u fethetmiştir.
Erzurum, Anadolu’nun ilk Türk Beylerbeyliği olan Saltuklular Beyliği’nin kurulduğu ve başkentliğini yaptığı bir şehirdir. Erzurum 1202 yılına kadar Saltuklular’ın yönetiminde kalmış, sonra Anadolu Selçukluları’na bağlı bir vilayet olmuştur. 1242 yılında Moğollar’ın istilasına uğrayan Erzurum, daha sonra İlhanlılar’ın eline geçmiştir. 1202-1335 yılları arasında İlhanlılar’ın hakimiyetinde kalan Erzurum, sonrasında Eretna Beyliği’nin koruması altına girmiştir. 1300’lü yılların sonlarında Erzurum, önce Karakoyunlular sonra da Timur tarafından kuşatılmıştır. Karakoyunlular bölgede 15. yüzyılın ortalarına kadar egemenlik sürdürmüşlerdir. 1467’de Akkoyunlular’ın lideri Uzun Hasan, Karakoyunlu hükümdarı Cihan Şah’ı öldürerek Karakoyunlu devletini yıkmış ve Erzurum’u Akkoyunlular’a katmıştır. Akkoyunlu Devleti, 1508’de Safevi hükümdarı Türk kökenli Şah İsmail tarafından yok edilmiştir. Safeviler’in eline geçen Erzurum, Safeviler döneminde gerilemiştir. 1514 yılında Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Erzurum’u fethetmiştir. Safeviler Erzurum’u geri almışlardır. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman Erzurum’u kesin olarak Osmanlı topraklarına dahil etmiştir. Erzurum Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir eyalet merkezi olarak çok gelişmiştir. Trabzon - Tebriz ticaret yolu üzerinde bulunması ve kalesi nedeniyle sınır şehri statüsüne sahip olan Erzurum, Osmanlıların İran’a yaptığı seferlerin askeri üssü haline gelmiştir. Ticaret, kültür, sanat, sanayi ve askeri açıdan önemli bir merkez olmuştur. Osmanlılar tarafından Erzurum merkezli kurulan eyaletin sınırları içinde; Erzurum, Gümüşhane, Erzincan illeri ve Muş’un Malazgirt, Bingöl’ün Kiğı ilçeleri bulunmaktaydı. 1600’lü yılların ortalarında Erzurum eyaleti 49.324 km² yüzölçümüne sahipti.
1591 yılında Erzurum’da yeniçeriler ile halk arasında vergi meselesi yüzünden çıkan olaylar yönetimin müdahale etmesini gerektirmiş ancak bu olaylar başka isyanların da çıkışına neden olmuştur. Bölgedeki yeniçerilerin sayısının artmasıyla halk yeniçerilerden rahatsız olmuş ve bazı yeniçerileri öldürmüştür. Bu haber İstanbul’a ulaşınca yeniçeriler tepki göstermişlerdir. Bu olaylar üzerine Osmanlı sadrazamı Ferhad Paşa azledilmiş ve Erzurum’a bir heyet gönderilmiştir. Gönderilen heyet bir kalede birçok Erzurumluyu astırarak idam ettirmiş, birkaçını da İstanbul’a göndererek çengellere vurdurup idam ettirmiştir.
1620’lerde Erzurum beylerbeyi olan Abaza Mehmed Paşa, Sultan II. Osman’ın katledilmesinden sonra Erzurum’da yeniçerileri katletmeye başlamıştır. Ancak yeniçeriler diz kapağındaki yanık izinden tanınmaya çalışılınca masum halk da “Yeniçeri” diye öldürülmüştür. Abaza Paşa’nın ilerlemesi, IV. Murad’ın tahta geçmesinden sonra gönderilen kuvvetlerle durdurulunca Abaza Paşa Erzurum’da kaleye kapanmıştır. Bir anlaşma sonrası tekrar Erzurum beylerbeyiliğine getirilmişse de aynı şiddetle davranmaya devam etmiştir. 1626’daki bir sefer sırasında kendisinden yardım istenmesine rağmen bunu bir tuzak sanarak emrindekilerle Erzurum Kalesi’nden çıkıp ordunun üzerine saldırmıştır. Esir aldığı yeniçerilerin boğazlarını kesmiş ve Dişlenk Hüseyin Paşa’yı öldürmüştür. Esir aldığı yayabaşı ve bölükbaşılarından dördünü dörder parça ettirip Erzurum Kalesi burçlarına astırmıştır. Ayrıca Erzurum civarındaki bütün yeniçeri ve topçuları da katletmiştir. Doğu seferine çıkan Halil Paşa, Ağustos 1627’de Erzurum’da Abaza Paşa ile görüşmeler yapmış ancak bir sonuç elde edememiştir. Bunun üzerine Erzurum’u kuşatmıştır. Erzurum kuşatması kasım ayında sona ermiştir. 1628’de ise Hüsrev Paşa’nın düzenlediği sefer sonunda teslim olan Abaza Paşa, IV. Murad tarafından bağışlanmıştır. Abaza Paşa’nın isyanından önce de yeniçeriler ile Erzurum halkı arasında çatışmalar yaşanmıştır.
Erzurum, 1828- 1829, 1878 ve 1916 'da üç kez Rus işgaline maruz kalmıştır. Ruslar’ın büyük zararlar verdiği bu işgaller geçici olmuştur. 1877-1878 'de Ahmet Muhtar Paşa, Ruslar’a karşı doğuda birkaç zafer kazanmasına rağmen, Ruslar’ın sürekli takviye alması sonucu durum Ruslar’ın lehine değişmiştir. Ahmet Muhtar Paşa, Rus General Arshak Ter-Gukasov 'u Halyaz savaşında (21 Haziran, 1877); Rus Başkomutanı Melikof’u da Zivin Savaşında (25-26 Haziran 1877) yenebilmiştir. Rus Çarı, bu yenilgiden sonra General Melikof 'u görevden almış ve ardından Ahmet Muhtar Paşa, Rus ordusu ile Kars ve Gümrü arasında Gedikler Savaşında üçüncü kez karşılaşmış ve Rus ordusunu mağlup etmiştir. Yahniler Savaşını 34 bin Türk askeri, 74 bin Rus askerine karşı kazanmıştır. Ruslar çok güçlü bir ordu kurunca Ahmet Muhtar Paşa, ordusunu Erzurum’a geri çekmiştir. Daha sonra Ruslar’ın aldıkları destekler 9 Kasım 1877 - 13 Temmuz 1878 tarihleri arasında bölgeyi işgal etmelerine neden olmuştur.
1890 Haziran’ında Erzurum’da bir kiliseye arama yapmak isteyen Osmanlı askerleri ile Ermeniler arasında çatışma çıkmıştır. Çıkan çatışma 20 Ermeni ve 3 askerin hayatını kaybetmesiyle son bulmuştur. II. Abdülhamit zamanında (1890’lar) Erzurum dahil olmak üzere bir bölgede faaliyet gösteren Hamidiye Alayları özellikle Ermenilere karşı katliamlara girişmiştir. 1895’te hedef haline gelen çok sayıda Ermeni tüccarın işyeri yağmalandıktan sonra ateşe verilmiş ve tüccar Ermeniler dövülmüş veya öldürülmüştür. Bunu, Ermeni mahallelerine saldırma ve öldürme, yağma, tecavüz, kadın kaçırma ve zorla Müslümanlaştırma izlemiştir.15 Mayıs 1915’te, Erzurum’daki bir Alman görevli çevre köylerdeki Ermeni halkının sürgün edildiğini ilk defa rapor etmiştir. Daha sonra da sürülenlerin yoksulluk çektiğinden bahsetmiştir. 2 Haziran’da ise Erzurum’daki konsolos yardımcısı Max Erwin von Scheubner-Richter, “sevk için gerekli olan bütün malzemeler, her türlü alet, edevat, taşıma araçlarının çok az” olduğunu söylemiştir ve “bunun sonucu sürgün edilenlerin yarısından azı gittikleri yere sağ olarak varacaktır” diye bir değerlendirmede bulunmuştur.
Erzurum’da 1918 yılında Ermeni çetelerin Türk halkına karşı yaptığı katliamlar ve işgaller, Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu olayları biraz değiştirerek yazmak istiyorsanız, şöyle bir metin oluşturabilirsiniz:
1918’in Şubat ayında Ermeni milisler Erzurum’un Alaca köyüne saldırdı ve Türkleri katletti. Aynı zamanda Erzurum’daki Türk çarşılarını ateşe verdiler. 26-27 Şubat gecesi Erzurum’da 3000 ile 8000 arasında Müslüman hayatını kaybetti. Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat sonlarında Erzurum yakınlarındaki köylerde Türklerin “yok edildiklerini”, 1917 baharında Ermeni milislerin bölge halkından silah almak için işkence yaptıklarını, Rus ordusunun geri çekilmesiyle birlikte katliamların daha da arttığını, Erzurum’a doğru geri çekilirken Türk köylerindeki insanların öldürüldüğünü, Ilıca’da kurtulamayan yaklaşık 800 Müslüman Türk’ün katledildiğini belirtmiştir. Bu olaylar Rus subayları Yarbay Tverdohlebof ve Yarbay Grizyanov ile bazı akademisyenler tarafından da doğrulanmıştır.
Türk Ordusu’nun 15’inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir, Ermeni milisleriyle girdiği savaşta zafer kazandı ve Erzurum’u işgalden kurtardı (12 Mart, 1918). Erzurum’dan göç etmek zorunda kalanlar, kısa süre sonra geri dönmeye başladılar. Türk İstiklâl Harbi, Erzurum’da toplanan ve Erzurum Kongresi’nde alınan kararlarla resmen ve fiilen başladı (23 Temmuz, 1919).
Türk devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 23 Nisan 1920’de, Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı sırasında, Erzurum milletvekili olarak Meclis ve Hükûmet Başkanlığı görevine getirilmiştir.
Erzurum, Cumhuriyet döneminde de il statüsünü korudu ve hızla gelişti. Bugün Doğu Anadolu Bölgesinde en büyük ve en gelişmiş şehirlerden biridir. Şehrin plâka kodu 25, telefon kodu 442 dir.
Erzurum, 2 Eylül 1993’te yayınlanan 504 sayılı kanun hükmünde kararname ile büyükşehir statüsü kazandı. 2004 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binasının merkez alındığı ve yarıçapı 20 kilometre olan dairenin sınırları olarak belirlendi. 2008 yılında kabul edilen 5747 sayılı kanun ile ilde yeni ilçeler oluşturuldu. 2012 yılında çıkan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinden sonra büyükşehir belediyesinin sınırları ilin idari sınırları oldu.
Türkiye’de 1942 Kasım’ında çıkan Varlık Vergisi Yasası, gayrimüslimleri hedef alan bir uygulama oldu. Bir ay içinde borçlarını ödeyemeyenler Aşkale ve Erzurum’daki işçi kamplarına gönderilerek zorla çalıştırıldılar. Ocak 1943’te ilk grup Aşkale’ye trenle giderken, sonraki gruplar yer sıkıntısı nedeniyle Erzurum’a yönlendirildi. Aşkale ve Erzurum’da kalan vergi borçluları, Ağustos 1943’te Eskişehir’e vagonlara bindirilerek sevk edildi. Varlık Vergisi borçlusu olan gayrimüslimler, Aşkale’de karayolunu kar temizliğinde; Erzurum’da karayolunun açık kalmasını sağlamakta, şehrin sokaklarını temizlemekte kullanıldılar. Erzurum’da 20’den fazla gayrimüslim borçlu hayatını kaybetti. Gayrimüslimlerden çok yüksek vergiler talep edilmesi nedeniyle eleştirilen Varlık Vergisi, hem içeride hem de dışarıda tepki topladı.
Erzurum'un hakkında en çok sorulan sorulardan olan Erzurum'un en temiz havası olan ilçesi hangisi? Sorusunun cevabı olarak karşımıza Pasinler ilçesi çıkıyor.
Erzurum , Pasinler
Pasinler, Erzurum ilinin bir ilçesidir. Bölgede Hasankale olarak da anılır. Erzurum il merkezine 37 km mesafededir. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunur. Kale, kaplıca, maden suyu ve patates ile ünlüdür. Pasinler’deki kaplıca, Erzurum’un doğusunda 40 km uzaklıktadır. Su ısısı 39 ile 45 derece arasındadır.
Romatizma, sinir ve kas rahatsızlıkları, eklem ve kireçlenme, mide ve bağırsak hastalıkları gibi çeşitli sağlık sorunlarına faydalı olduğu iddia edilir. Pasinler’in kale, 1339 yılında İlhanlı Emiri Hacı Toğay’ın oğlu Haşan Bey tarafından inşa ettirilmiştir.
Kale, Hasan Dağı’nın güneyinde, Pasinler çayının yanında yer alır. Sağlam duvarları ve güzel görüntüsü ile ilgi çeker. Erzurum ile Pasinler arasındaki karayolu uzaklığı 40 km’dir. Bu yolu arabanızla yaklaşık 33 dakika içinde alabilirsiniz.