Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan, sosyal beceri ve iletişim kapasitesini etkileyen özel bir beyin gelişim bozukluğudur. Bu yazımızda Otizm ilk kim tarafından tanımlanmıştır? Otizm terimi ilk kez hangi yıl kullanılmıştır? Gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.

Otizm ilk kim tarafından tanımlanmıştır? Otizm terimi ilk kez hangi yıl kullanılmıştır? İşte cevaplar...

Otizm Nedir?

Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan, sosyal beceri ve iletişim kapasitesini etkileyen özel bir beyin gelişim bozukluğudur. Otizm, Yunanca “kendi” veya “öz” anlamına gelen “otos” kelimesinden türetilmiştir.

Otizm belirtileri nelerdir?

Otizm belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak aşağıdaki alanlarda sorunlar yaşanır:

  • Sosyal etkileşimde yetersizlik: Göz teması kuramama, yaşıtlarıyla oynamama, mimik ve duygu ifade etmeme, etkileşim kurma ve devam ettirme güçlüğü (Özgür, 2018; Koçyiğit ve ark., 2017).
  • İletişim bozukluğu: Konuşamama, aynı kelimenin sürekli tekrarı (ekolali), konuşan çocuklarla iletişim kurmaya çalışmama, hayali veya sembolik oyunlar oynamama (Özgür, 2018; Koçyiğit ve ark., 2017).
  • Tekrarlayan ve sınırlı davranışlar: Sürekli aynı rutin hareketleri tekrar etmek, bir nesnenin bir parçasına aşırı takıntılı olmak, duygusal olarak uyarılamama veya aşırı tepki verme, düzen takıntısı olma, kendilerine veya eşyalara zarar verme (Özgür, 2018; Koçyiğit ve ark., 2017; Kaya ve ark., 2019; Yılmaz ve ark., 2020).

Otizm nedenleri?

Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Otizmli bireylerin beyin yapısı ve işleyişi normal bireylerden farklıdır. Bu farklılık, genetik mutasyonlar, akraba evliliği, anne veya babanın ileri yaşı, gebelikte yaşanan enfeksiyon veya stres, doğumda yaşanan komplikasyonlar gibi faktörlerle ilişkilendirilmektedir (Kaya ve ark., 2019; Yılmaz ve ark., 2020).

Otizm tedavisi

Otizmin tedavisi yoktur, ancak erken tanı ve uygun rehabilitasyon programları ile otizmli bireylerin hayata kazandırılması ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür. Rehabilitasyon programı, bireyin yaşına, gelişim düzeyine, ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenmelidir. Programın amacı, bireyin sosyal beceri, iletişim beceri, akademik beceri, temel yaşam beceri ve mesleki beceri gibi alanlarda gelişimini sağlamak olmalıdır. Rehabilitasyon programı, bireyin ailesi ile iş birliği içinde yürütülmelidir. Aile üyeleri programa dahil edilmeli, bireye evde de destek verilmelidir. Aile üyelerine otizm hakkında bilgilendirme yapılmalı, onların sorunlarına çözüm önerileri sunulmalıdır (Özgür, 2018; Koçyiğit ve ark., 2017).

Nasıl bir rehabilitasyon programı uygulanır?

Otizmli bireyler için uygun bir rehabilitasyon programı uygulamak, onların yaşam kalitesini artırmak ve bağımsızlık becerilerini geliştirmek için çok önemlidir.

  • Bireyin mevcut durumunu değerlendiren uzmanlar tarafından rehabilitasyon programının planlanması ve uygulanması yapılır. Psikolog, özel eğitimci, dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist, ergoterapist, sosyal hizmet uzmanı gibi uzmanlardan oluşabilir.
  • Bireyin yaşına, gelişim düzeyine, ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak rehabilitasyon programının belirlenmesi yapılır. Programın amacı, bireyin sosyal beceri, iletişim beceri, akademik beceri, temel yaşam beceri ve mesleki beceri gibi alanlarda gelişimini sağlamak olmalıdır.
  • Bireyin ilgi duyduğu konular ve aktiviteler programda yer alır. Bireye özgüven kazandırıcı ve başarı hissi verici geri bildirimler yapılır.
  • Bireyin ailesi ile iş birliği içinde rehabilitasyon programının değerlendirilmesi yapılır. Aile üyeleri programa dahil edilir, bireye evde de destek verilir. Aile üyelerine otizm hakkında bilgilendirme yapılır, onların sorunlarına çözüm önerileri sunulur.
  • Bireyin topluma uyumunu kolaylaştırmayı hedefler. Bireye toplumsal kuralları öğretir, toplumsal beklentilere uygun davranışlar kazandırır. Bireyi toplumsal ortamlara hazırlar, toplumsal etkileşim fırsatları sunar.

Nasıl bir psikolojik destek sağlanır?

Otizmli bireyler ve aileleri psikolojik desteğe ihtiyaç duyar. Psikolojik destek, bireyin ve ailenin otizmle ilgili yaşadıkları sorunları anlamalarına, duygularını ifade etmelerine, stresle baş etmelerine, kendilerine güvenmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olur.

Psikolojik destek uzmanlar tarafından verilir. Bu uzmanlar, otizm konusunda eğitim almış ve deneyim sahibi olmalıdır. Psikolojik desteğin amacı, bireyin ve ailenin otizmle ilgili yaşadıkları sorunları anlamak, duygularını ifade etmek, stresle baş etmek, kendine güvenmek ve yaşam kalitesini artırmak olmalıdır.

Psikolojik desteğin aileye yönelik olması, hem bireyin hem de ailenin yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Aile üyelerine otizmle ilgili bilgi verilmeli, duygusal ve sosyal destek sağlanmalı, otizmli bireye yardım etme yolları öğretilmelidir. Aile üyeleri de bireysel veya grup olarak psikolojik destek alabilirler. Aile üyelerinin psikolojik desteği, bireyin eğitim ve rehabilitasyon programı ile uyumlu olmalıdır.

Otizm ilk kim tarafından tanımlanmıştır? Otizm terimi ilk kez hangi yıl kullanılmıştır?

Otizm tıpta yakın zamanda tanımlanmıştır. Otizm ilk kez 1943 yılında, Leo Kanner adlı bir psikiyatrist tarafından tanımlanmıştır (Kanner, 1943).

Leo Kanner

Otizm terimi ise ilk olarak İsviçreli psikiyatrist Eugen Bleuler tarafından 1910’da kullanılmıştır (Bleuler, 1910). Bu terim, Yunanca “kendi” veya “öz” anlamına gelen “otos” kelimesinden türetilmiştir. Bleuler, bu terimi dış dünyadan kopuk yaşayan kişiler için kullanmıştır.

Eugen Bleuler