Özgür Özel'in CHP Genel Başkanı olması Türkiye için bir umut mu, bundan sonra neler olur, bizi neler bekliyor? Bu saatten sonra karşımıza çıkaçak olan durumlar nelerdir, demokrasi anlamında bir şölen midir. Bugüne kadar geldiği noktada Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu'yla birlikte yürümesi ve sonradan yol ayrımına gitmesi ve CHP'nin de genel başkan olması ne anlama geliyor bunlara değinelim.
Diğer siyasi parti genel başkanları gibi Kemal Kılıçdaroğlu partideki delegeleri kendi kontrollerinde tuttuğu bir gerçek. Bu gerçeğe rağmen delegelerin demokratik haklarını kullanarak farklı birini genel başkan seçmeleri demokrasimiz adına olumlu bir gelişme.
Gelelim şimdi Özgür Özel'in, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine CHP'nin genel başkanı olması meselesine. Birçok insan Özgür Özel ismini ilk açıkladığı zaman buna şaşırmış olabilir. Şimdi de genel başkan olduğunada şaşırmış olabilirler. Ama Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına günün birinde çıkacaktı zaten. Bu kadar yüksek performansa sahip bir siyasetçinin genel başkanlığa oynayacağı bal gibi belliydi zaten. Ama şartlar bunu biraz erkene almış oldu. CHP içindeki yenilikçi kanadın zaten uzun süredir yeni bir lider arayışında olduğu herkes tarafından biliniyordu.
Aslında Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu'nun projesidir. Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel'i CHP'ye alan, yanına getiren, yerleştiren ve kendisinden sonra genel başkan olarak düşündüğü kişiydi. 2013'den 14'ten bahsediyorum. Bir süre sonra Özgür Özel'in Ulusalcılar, Avrasyacılar gibi farklı farklı kesimlerle irtibat halinde olması, Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu düşüncesinden vazgeçirmişti. Bilindiği gibi Kılıçdaroğlu, parti içindeki Ulusalcı ve Avrasyacı yapılanma ile çok ciddi mücadele etti. Ama Özgür Özel'i, gösterdiği büyük performansından ötürü yanında tutmaya devam etti. Belki de o mekanizmalarla farklı dirsek temasları olsun istiyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanlış yaptığı şey ise; yerinde, zamanında ve tadında bırakmayı başaramamış olmasıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu, kazanma ihtimali en düşük aday olmasına rağmen diretmesi, sonrasında da değişim isteyenlere karşı tam tersi bir tutum sergilemesi ve bir anda kendisini değişimcilere karşı statükocu konumuna düşürmüş olmasıyla kaybetti. Bu kırılma aslında Özgür Özel ile başlamadı. Değişimin kırılması Ekrem İmamoğlu ile başladı.
Ekrem İmamoğlu'na kamuoyunun desteği büyük oldu. Bu süreçte Özgür Özel'de İmamoğlu'nun yanında görünerek değişimden yana olduğunu hissettirdi. Ekrem İmamoğlu'nun desteği ise Özgür Özel'in gücüne güç kattı.
Peki bundan sonra ne olacak?
Çok önemli iki olay var. Birincisi Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel'in üzerinde bir üst olarak mı duracak, Özgür Özel Ekrem imamoğlu'nun vekaletçi mi olacak? İlerleyen süreçte genel başkanlığı Ekrem İmamoğlu'na bırakacak mı? Ne konuştular? Ekrem İmamoğlu mu genel başkan olacak? Özgür Özel hangi aşamadan sonra Ekrem İmamoğlu'na genel başkanlığı bırakacak. Milletin cevap aradığı başlıca sorular bunlar.
Eğer aralarında böyle bir anlaşma varsa bile Özgür Özel hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir şartta, hiçbir durumda Ekrem İmamoğlu'na CHP'nin genel başkanlığını bırakmaz. Birlikte yola çıkmıştık ve öncesinde böyle anlaşmıştık, şimdi Başkanlığı devrediyorum, yeniden kurultaya gidelim demez.
İkincisi nokta ise bundan sonra ne olacakğı? Ekrem İmamoğlu ile izlenen yol haritası ne olacak? Özgür Özel CHP Genel Başkanı olarak devam edip, Ekrem imamoğluna bir sonraki seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü mü açacak, onu mu aday gösterecek? Bunun olabilmesi için net bir şekilde şu olması gerekiyor; Ekrem imamoğlu'nun tekrar yeniden en az bir dönem daha rüştünü ispat mahiyetinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak seçilmesi gerekiyor. Bunun içinde Meral Akşener'in ikna edilmesi gerekiyor. İşte bugün dengeleri değiştirecek olan en önemli konu budur. Özgür Özel, eğer CHP Genel Başkanı olmasaydı, Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral akşener'in beraber yol yürümeyeceği gayet net bir şekilde ortadaydı. Meral Akşener, tüm hesaplarını bir sonraki genel seçimlere göre yapmıştı. Kanaatimce yerel seçimler onun omurunda bile değildi. İsterse bütün belediyeler kaybedilsin. Akşener bu hesabı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden genel başkan seçileceğini düşünerek yapmıştı.
Şimdi liderler yarından itibaren farklı bir yol haritası çizecek. Meral Akşener ile Özgür Özel bir araya gelebilirler, oturup anlaşabilirler. Beraber yeniden Ekrem İmamoğlu gibi Mansur Yavaş gibi özellikle bir iki büyükşehir belediyesinde ortak aday çıkarabilirler. Meral Akşener ile Özgür Özel anlaşabilir ve Ekrem İmamoğlu'nu kazandırıp bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, "Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olacak" diye mütabakata varabilirler. CHP'nin 38. kongresinde bu kapı aralanmıştır. Asıl önemli olan noktada bu kapının açılmış olmasıdır. Bu seçmenin geleceğe umutla bakmasının kapısınıda açacaktır. Bunu yaparlar mı yapmazlar mı zaman gösterecek. İmamoğlu'nun istemesiyle Cumhurbaşkanlığı adaylığı kendisine verilmez. Ancak, arkasında Meral Akşenir'in desteği olursa durum çok farklı sonuçlara evrilebilir.
Özetle, Özgür Özel'in önünde iki yol var. Ya CHP'yi eski kodlarına geri döndürecek ve partiyi çok daha aşağılara çekecek, ya da tam tersini yapacak. Artık o dönemler çağın gerisinde kaldı diyerek, partinin yelkenlerini demokratik açılım, adalet ve hukukun üstünlüğü ile doldurarak gençliğe ümit verip, ülkenin önünü açacak.