Ahmet Mahmut Ünlü, lakabıyla ‘Cübbeli Ahmet’, selefi grupların silahlanmakta olduğunu öne sürmüştü. Bu iddia, selefilik hakkında ‘selefiler kimdir, nasıl namaz kılarlar’ gibi soruları gündeme getirdi. İşte merak ettiğiniz soruların cevapları...
Selefiler kimdir?
Selefîlik ya da Selefizm (Salafizm ve Selefiyecilik de denir. İbn-i Teymiye ve talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye’nin temelini attığı bir İslâm akidesi hareketidir. Bugünkü Selefiler genellikle, Vehhabîlik akımının kurucusu Muhammed bin Abdülvehhâb’ın kitaplarını ve görüşlerini yol gösterici olarak alırlar.
Selefiler nasıl namaz kılar?
Selefiler, namaz kılarken kendilerini ilk üç neslin örneğine uygun gördükleri için, bazı farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar şunlardır:
- Selefiler, namazda ellerini koltuk altlarına değil, göğüslerine yakın tutarlar.
- Selefiler, namazda rükuda ellerini diz kapaklarının üstüne koyarlar, avuçlarını yere bakacak şekilde açarlar ve parmaklarını birleştirirler.
- Selefiler, namazda secdeye giderken ve kalkarken ellerini dizlerinden önce ve sonra yere koyarlar.
- Selefiler, namazda secdede alınlarını ve burunlarını yere değdirmekle kalmaz, yere sürttürürler de.
- Selefiler, namazda oturuşta sağ ayaklarını dik, sol ayaklarını yan tutarlar.
- Sağ ve sol ellerini sırasıyla sağ ve sol dizlerinin üstüne koyarlar.
- Allah’ı anarken işaret parmaklarını havaya kaldırırlar.
Bu farklılıkların sebebi, Selefilerin namazı Peygamber (sav) gibi kılmak istemeleri ve bunun için hadisleri ve sahabelerin yaptıklarını örnek almalarıdır.
Selefiler neyi savunur?
Selefiler, İslam’ın ilk dönemlerinde yaşamış olan selefin (dindar ataların) izinden giden ve Kur’an ve sünnete sadık kalan bir akımı temsil ederler. Selefiler, İslam’ı bir siyasi sistem olarak hayata geçirmeyi, İslam hukukunu tek otorite olarak kabul etmeyi, tevhid inancını muhafaza edip şirki (putperestliği) kınadıklarını söylerler.
Selefiler, türbe, mezar, evliya ziyareti ve şefaat talep etmeyi yasak sayarlar. Selefiler, aklı değil, nakli (Kur’an-sünnet) öncelikli kılarlar ve müteşabih (belirsiz) ayetlere yorum katmazlar. Selefiler, Hanbeli mezhebinin 14. yüzyıldaki önde gelen ismi İbn Teymiyye’yi ve 18. yüzyıldaki Vahhabi akımını kendilerine örnek seçerler.
Selefiler, Eş’ari, Maturidi, Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli gibi fıkhi ve kelami mezheplere muhalefet ederler ve bunları bid’at (yenilik) olarak nitelerler. Selefiler, kendilerine Ehl-i sünnet veya Ehl-i hadis adını verirler.
Selefilik hak mezhep mi?
Selefilik, bir mezhep olmadığını söyler, ama Hanbeli fıkhına pratik nedenlerle yönelir. Selefilik, Kur’an ve hadislerde akıl yürütmenin yanlış olduğunu ileri sürer ve bunları olduğu gibi alır. Selefilik, diğer inanç ve mezhepleri sapkınlık, küfür ve ortak koşmakla itham eder ve dinden çıkardıklarını iddia eder.
Selefilik, İslam’ın asıl kaynakları üzerine kurulu olduğunu öne sürer, ama bu kaynakları kendi görüşlerine göre yorumlar ve ayıklar. Selefilik, İslam’ın özüne bağlı kaldığını iddia eder, ama İslam’ın tarihsel çoğulculuğunu ve zenginliğini yok sayar. Selefilik, İslam’ın ilk üç kuşağını model alır, ama bu kuşakların da farklı düşünce ve davranışlara sahip olduklarını reddeder.
Selefilik, İslam’ın özünü değil, kendi anlayışını ve yorumunu ortaya koyar. Selefilik, İslam’ın kaynaklarını değil, kendi belirlediklerini esas alır. Selefilik, İslam’ın ilk üç kuşağını değil, kendi arzuladıklarını izler.
Selefilik tehlikeli mi? Selefilik neden tehlikeli?
Selefilik, tehlikeli olma potansiyeli taşıyan bir harekettir. Çünkü, selefilik, İslam’ın aslına dönüşü ve bid’atlerden uzaklaşmayı amaçladığı halde, diğer İslami yolları ve grupları hakaret ederek ve saldırarak reddeder. Bu da, İslam aleminde bölünme, kavga ve zorbalığa sebep olabilir
Ayrıca, selefilik, cihat anlayışını da aşırı bir biçimde ele alarak, İslam’ın bir siyaset sistemi olarak kurulmasını ister. Bu da, selefi grupların, hem Müslüman olmayanlara hem de kendilerine katılmayan Müslümanlara karşı şiddet eylemleri yapmalarına yol açabilir. Bu durum, hem İslam’ın huzur dolu mesajına hem de insan haklarına ters düşer
Bu sebeplerden dolayı, selefilik, hem İslam içinde hem de İslam dışında zararlı etkilere neden olabilecek bir akım olarak görülebilir. Selefiler, ayet ve hadisleri anlamada daha akıllıca, uyumlu ve hoşgörülü davranmalıdırlar. Ayrıca, İslam’ın farklılığını, bolluğunu ve güzelliğini tanımalı ve diğer Müslümanlarla kardeşlik ilişkilerini kuvvetlendirmelidirler.
Türkiye'deki selefi hocaları kimler?
Türkiye'de bazı öne çıkan isimler şunlardır:
- Mustafa Dokumacı: Bir selefi cemaatin başında olan ve IŞİD’e giden bazı gençlerle ilgili haberlere konu olan Adıyamanlı bir kişidir.
- Osman el Hamis: Kuveyt kökenli bir selefi alim olarak bilinen ve Türkiye’deki bazı camilerde vaaz veren bir kişidir.
- Mahmut Hasanat: Filistin asıllı bir selefi hoca olarak tanınan ve İstanbul Sultangazi’de bir camide konuştuğu söylenen bir kişidir.