İngiltere tarihindeki en büyük sağlık skandallarından biri olarak kayıtlara geçen enfekte kan olayı, yıllar sonra ortaya çıkan bir gerçekle sarsıldı. Başbakan Rishi Sunak, soruşturma sonuçları açıklandığında, ülkenin bu utanç verici günü için özür diledi.
Geleneksel olarak güvenilen sağlık sisteminden, devlete kadar uzanan bu skandal, on binlerce insanın hayatını kaybetmesi veya ömür boyu sürecek hastalıklarla mücadele etmesine neden oldu.
İhmal ve Gizlenen Gerçekler
1970'li yıllarda, İngiltere'nin ABD'den ithal ettiği yeni bir tedavi yöntemiyle başlayan bu olay, başlangıçta umut verici görünse de sonu felaketle bitti. Yüksek riskli bağışçılardan alınan kan örneklerinin sistem içerisine girişiyle başlayan süreç, aslında birçok aşamada ihmallerin olduğunu gösterdi. Mahkumlar ve uyuşturucu bağımlıları gibi riskli gruplardan alınan kanlar, sistem içerisinde enfekte olmuş örneklerin yayılmasına neden oldu.
Yıllar sonra yapılan detaylı bir soruşturma sonucunda ortaya çıkan rapor, İngiliz hükümetlerinin ve sağlık sistemi yetkililerinin skandalın ortaya çıkmasını önlemek için çaba gösterdiğini gösterdi. Eski Yargıç Brian Langstaff, bir dizi yanlışa imza atan yetkilileri suçladı ve belgelerin imha edildiğine dair kanıtlar buldu.
Ölüm ve Kronik Hastalıklar
Skandalın sonuçları ölümcül oldu. Binlerce hasta, enfekte kan ürünleri nedeniyle HIV veya Hepatit C gibi hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldı. Özellikle kan nakli sırasında hastalananların sayısı şaşırtıcı derecede yüksekti. Hastaların çoğu hayatını kaybetti veya yaşamları boyunca hastalıkla mücadele etmek zorunda kaldı.
Hükümet, skandalın mağdurlarına yönelik adım atmaya karar verdi. 1970-1991 yılları arasında enfekte kan aldığı tespit edilen hastalar ve ailelerine tazminat ödenmesi kararı alındı. Ancak, yıllarca süren mücadele ve kayıpların telafisi için ödenecek milyarlarca pound, mağdurların acılarını hafifletebilecek mi, bunu zaman gösterecek.
