Normalleşme süreci ekseninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Lideri Özgür Özel'in yaptığı görüşmeler ve erken seçim tartışmaları arasında bir ilinti görüyor musunuz. 

Sizi bilmem ama ben erken seçim tartışmaları ve normalleşme süreci arasında bir ters orantı görüyorum. Yani Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilişkileri iyiye gittiğinde,ya da Cumhurbaşkanı  Erdoğan olumlu açıklamalar yaptığında erken seçim rafa kalkerken, Erdoğan'ın yaptığı her negatif açıklama karşısında Özgür Özel Erken seçim kartını kullanıyor. Burada bir ters korelasyon var desek yalan söylemiş olmayız. 

Özgür Özel'in ne yapmak istediğini, Erdoğan'ın ne elde etmek istediğini tam olarak anlamak için bu iki yükselen ve alçalan bareme dikkat etmemiz gerekiyor. Daha düne kadar erken seçim istemiyoruz diyen Özgür Özel'in bu gün tarih vererek erken seçimi zikretmesi ve bir buçuk sene sonra seçimin olmasının iyi olabileceğini  zikretmesi, Erdoğan'ın ittifakı ve MHP'yi övmesi ile birlikte okumamız gerekiyor. 

Özgür Özel niçin 2025 yılının sonunu işaret etti şimdilik bir muamma. Türkiye'nin kara para cenneti olarak kodlandığı 'Gri Liste'den çıktığı bu günlerde seçim tarihi vermek ülke açısından ne derece doğru bir hamle üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir konu. Bakan Mehmet Şimşek'in büyük gayretleri ile yürütülen ekonomik programın başarıya ulaşması çok önemli çünkü. 85 milyon vatandaş bu uğraşın cenderesinden geçiyor çünkü. Bu kadar çekilen eziyet seçim ekonomisi ile heba edilmemeli diye düşünüyorum.

Daha önce söylemiştim. Cumhurbaşkanı Erdoğan tam bir seçim kazanma uzmanı. Seçim kazanmak için elinden ne geliyorsa yapabileceğini hepimiz biliyoruz. Bunun son örneğini 14 Mayıs seçimlerinden önce yaşamıştık. EYT yasası çıkartılarak milyonlarca inanın vaktinden önce emekli olması sağlandı. SGK sisteminin çökme riskine rağmen bu kartını masaya koyan Cumhurbaşkanı Edoğan rahatlıkla seçimi kazanmıştı. Ama elde ettiği zafer Pirus Zaferi'nden öteye geçmedi. 

Nedir Pirus Zaferi?

Çok zorlarsın, elindeki tüm imkanları ortaya dökersin, askerlerin son neferine kadar savaş meydanlarında mücadele eder ve sonunda savaşı kazanırsın. Ama dönüp arkaya baktığında herşeyini yitirmişsindir. Elde ettiğin zafer beraberinde sana bir de hezimet getirmiştir. 

31 Mart seçimleri, Erdoğan'ın kazandığı bu Pirus Zaferi'nin tezahür etmesini sağladı. Ülkenin tüm birikimleri harcanmış, hazine boşalmış, dış borçlar artmış, döviz fırlamış, enflasyon uçmuş ve memleket emeklisine 10 bin liradan bir kuruş fazla veremez duruma gelmiş. Yani avamca tabirle sıfırı tüketmiş bir ülke ile karşı karşıya kalmışız. 

Gelinen noktada, hazinenin kasası  boşaldı, enflasyon fırladı, işsizlik arttı, alım gücü azaldı, döviz rekor üstüne rekor kırdı. Her krizde olduğu gibi bu krizde de fatura yine vatandaşa kesildi. Ülkenin krizden çıkabilmesi için büyük gayretler gösteren Bakan Mehmet Şimşek hazırladığı ekonomik program ile ülke ekonomisini düzeltme yolunda ciddi adımlar atıyor. Ve atılan bu adımların ülkemizin geleceği için mutlak surette başarıya ulaşması lazım. 

Özgür Özel, sanırım normalleşme sürecinin devam etmeyeceğini gördü ve ilk defa tarih vererek erken seçim talebinde bulundu. Özgür Özel beklentilerin değil, ülke gerçeklerini göz önünde bulundurarak hamle yapmak zorunda. Ekonomik anlamda atılan bunca adımın, çekilen bunca eziyetin karşılığını görmek için ülkenin şu an zamana ihtiyacı var.